Fiat Panda İncelemesi

2003 yılında, kışın bahara kucak açtığı bir sabah, sınıfın kapısından yeni bir çocuk girdi. Öğretmen daha “Yeni arkadaşınız...” diyemeden, ufaklık neşeli sesiyle “Panda!” diye inletti sınıfı.

O aslında ikinci nesil Panda’ydı ama görenler şaşırdı, kurcalayanlar şaşırdı, sürenler daha da şaşırdı. Küçük Fiat Panda, o yıl sınıfı birincilikle bitirecek ve “Yılın Otomobili” seçilecekti.



Sonra üçüncü nesil Fiat Panda geldi. Bir öncekinin başarısını yok saymayan, konfor, güvenlik ve teknolojiye biraz daha ağırlık veren 2012 doğumlu Panda da her işinizi görme konusunda iddialı.

Her ne kadar bizim gibi “şehir” kavramının tam oturmadığı ülkelerde pek rağbet görmese de Avrupa'da gayet başarılı Panda. Neticede, üç nesil ve 35 yılda, toplam 10,5 milyon adetle İtalyan’ın en çok satılan arabası kendisi.

Üstelik, hibrit motordan gerçek 4x4 çekiş seçeneklerine bolca alternatif sunuşuyla ve kendini yıllar içinde yeniden tanımlayışıyla bir nevi modern zaman klasiği Fiat Panda.

Her ayrıntısında köşeleri yuvarlatılmış bir küpü andıran son Fiat Panda, kullanım kolaylığıyla sıkışık şehir hayatının da köşelerini yuvarlatıyor.

Önceki neslin hatlarını yumuşatma çabası, en açık haliyle ön far tasarımlarında hissediliyor. Evet, belki bir Fiat 500 değil ama Panda da kendi tarzını ortaya koymaktan geri durmamış. Daha neşeli ve rahat tavırlı bir araba Fiat Panda.



İçte dışta bolca diktörgen formla donanmış Fiat Panda sanki Citroen’lerin uzaktan akrabası gibi. Basit olayım derken tasarım yapmama kolaylığına da kaçmamış Fiat tasarımcıları, bunca yıldır taze kalabilen bir Panda ortaya koymuş.



Kapıyla tamamlanan kare şeklinde arka kelebek camı gibi şık, kolay zarar görmemesi için yukarı çekilmiş stoplar gibi akıllı detaylara Panda’nın dört yanında rastlamak mümkün.